Balyoz CD’si en erken Ağustos 2009’da hazırlandı

03 Aralık 2010

Çelişkiler ve kanıtlar, GENEL

Bütün Balyoz belgelerinin kayıtlı olduğu ve sözde 5 Mart 2003’de Çetin Doğan için hazırlanan CD’nin içinden çok daha ileriki tarihlerde hazırlandığı belli olan bir çok belgenin çıktığını tespit etmiştik.

Örneğin, daha önce bahsettiğimiz gibi, bu CD’den çıkan ve Balyoz planı ile kontrol altına alınacak İstanbul’daki ilaç depolarını listeleyen bir belgede Yeni İlaç ve Hammaddeleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi bulunuyor. Aşağıda belgenin ilk sayfasını görüyorsunuz.

Yeni İlaç firmasının Ekim 2008’de İtalyan Recordati firması tarafından satın alındığını, Yeni İlaç isminin Yeni Recodati İlaç olarak değişmesinin Rekabet Kurumu’nun Aralık 2008’de bu satın almayı onaylandıktan sonra gerçekleştiğini belirtmiştik.

Yeni edindiğimiz bir belge bu isim değişikiliğinin tam olarak hangi tarihte gerçekleştiğini gösteriyor.

10 Ağustos 2009 tarihli, 7372 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nden görüleceği üzere, Yeni İlaç firmasının ismi, şirketin 30 Temmuz 2009’daki Olağanüstü Genel Kurul toplantısında oybirliği ile alınan kararla Yeni Recordati İlaç olarak değişiyor, ve bu değişiklik 4 Ağustos 2009’da tescil ediliyor.

Demek ki, 2003 hazırlandığı iddia edilen Balyoz CD’si en erken Ağustos 2009’de hazırlanmış.

Peki bu CD’yi kimler hazırladı ve Baransu’ya verdi, hala kimse merak etmiyor mu?

10.08.2009 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi

05.03.2003'de hazırlandığı iddia edilen Balyoz CD'sinden çıkan belge

Abone Ol

Subscribe to our RSS feed and social profiles to receive updates.

9 Yorum “Balyoz CD’si en erken Ağustos 2009’da hazırlandı”

  1. Sarp Says:

    Sayin Dogan, ne kadar tesekkur etsek az. Benim anlamadigim siz bu kadar somut belgelerle bu sacmaligi ortaya dokerken, avukatlarin, hakimlerin kendilerini ne ile oyaladiklari? Savin yalan oldugu ispatlanmisken dava neden surup gidiyor?

    Cevapla

  2. solmaz türk Says:

    Mösyö adlı kitabı kim yazıp Baransu’nun eline tutuşturduysa o sahte belgeleride aynı kişi ya da kişiler vermiştir.

    Cevapla

  3. Kurmanbek Allahverdiyev Says:

    Sanirim bu, su ana kadar buldugunuz celiskilerin en “bam teline dokunani”. Inanilmaz bir sey. Agustos 2009’dan once yazilmasi imkansiz boyle bir belgenin. Benim anladigim kadariyla bu CD’ler hazirlanmis ve jet hiziyla Baransu’ya verilmis.

    Cevapla

  4. trsaby Says:

    mertalay,

    Yorumlarınızı bekliyor, engin hukuk bilginizden yararlanmak istiyoruz.

    Sukut ikrardır. Yoksa sizde mi belgelerin sahte olduğuna ikna oldunuz?

    Cevapla

  5. selimyavuz Says:

    Bundan daha bariz bir sahtelik ispati olabilir mi? Belli ki bu tezgahi 30.07.2009’dan sonra yapmislar. 3-4 ayda hazirlayip gazeteye servis yapmislar. Ama aceleye getirip becerememis zavallilar. Insallah bunlari yapanlar ortaya cikacak.

    Cevapla

  6. Fenerant Says:

    Sevgili trsaby;

    merttalay ;Belki de cemaatin yeni yorumlarının hazırlanmasını bekliyordur.

    merttalay dan benim bir ricam var; Belge hazırlayan ekipler hakkında bizi aydınlatırsa seviniriz.

    Cevapla

  7. Japon Yildizi Says:

    Daha once yazdigim yaziyi, uzerine biraz ekleme yaparak tekrar yayinliyorum. Sahte CDleri uretip kim verdi? Balyoz ve Ergenekon davalari, bunca celiskiye, hukuksuz ya da olmayan delillere ragmen niye suruyor? Cevaplarin bir kismini asagidaki yazida bulacaksiniz.

    Fethullahci cete nasil orgutlenmistir? Bu yazida kisaca bunu anlatacagim. Bunlarin bir kismi, bilincli kamuoyu tarafindan zaten artik iyi bilinmekte. Bu arada Fethullahcilar, Fethullahci diye bir cete olmadigini iddia ederler. Bende oyle kabul ediyorum (!!) ama saniyorum ki burada Fethullahci denilince bu yaziyi okuyan herkes ayni seyi anlayacaktir.

    Ugur Mumcu, Maltepe askeri lisesine sahte raporla ogrenci sokmaya kalkan bir dini grupta bahsederdi. Bu grup giderek buyudu, dershaneler araciligi ile yoksul ogrenciler devsirdiler. Sonra Samanyolu Koleji ve yurtdisinda okul acmaya basladilar. Bu okullarin ogretmenleri kendi yetisdirdikleri muritleriydi. Ornegin, iyi egitim almis bir Fethullahci ile konusursaniz, Singapur`da, Afrika`da falan bir iki yil gecirdigini ogrenebilirsiniz. Bu ulkelerde kurduklari iliskiler ile kendi tuccarlarinin is yapmalarini sagladilar. Tabii, bu ulkelerde bu kadar nasil kolay is yapabildikler ve hangi gruplardan (CIA??) yardim aldiklari tartisma konusudur. Ornegin vize vermek icin kili kirk yaran ABD, egitmi ve sabit isi olmayan Fethullah`a niye yillarca vize ve sonra da oturma izni vermistir? Her neyse…Bu tuccarlar ise okullarin finansmanina katki sagladilar. Bu arada, ogrencileri Hukuk Fakultesi, Siyasal Bilgiler, Polis Koleji gibi okullardan mezun olmaktalardi. Bu ogrenciler, her Cuma, mahalle imamlarinin katildigi Saidi Kurdi okuma seanslarina katildilar. Bu beyin yikama seanslarinda, laiklerin nasil kendilerine zulum yaptiklari ve bunlari alt etmek icin her yolun mubah oldugu anlatildi (iftira, sahte belgeler, santaj, oluleri mezardan kaldirip oy kullandirtma vs..). Her mahallenin, her ilcenin, her ilin, her ulkenin bir imami vardi –belli ki her kamu kurulusunun da bir imami varmis–. Her ulkenin imami diye sorarsaniz, ogrencileri yurtdisina okumaya gonderdiklerinde, bu ogrencilerin, o ulkelerde cemaati birakabileceklerini dusunduler. Imam, bu ogrencilerin barinma vs. sorunlarini cozerek, Cuma aksam ki beyin yikama, Said-i Kurdi dinleme seanslarinin devamini sagladi. Yani, ogrenciler, cemaatden , yurtdisina gittiklerinde de kurtulamadi. Gerci, az bir kismi (ornekler var ve bunlar Fethullahci ceteden mahkemelerde hesap sorulurken daha cok ortaya cikacaklar), kendini bunlardan kurtarmayi basardi. Bu imamlarin diger islevleri –Niagara Vakfi vs.. asagida anlatilacak–. KPSS, skandalini simdi herkes ogrendi ama kamuoyu, yillar once yapilan MEB yurtdisi ogrenci secme sorularinin dinci gruplarin ellerinde olmasini halen ogrenemedi. Bu durum halen devam ediyor mu bilemiyorum ama KPSS skandali iyi bir fikir veriyor.

    Bu arada iyi bir dinleme istihbarati kurdular. Kendilerini hosgoru abidesi gosterirken aslinda gercek niyetlerini ortmeyi becerdiler (gerci Hocaefendi dedikleri aglama sampiyonunun gizli cekilmis kasedi niyetlerini acik etti ama bu isi ortmeyi basardilar.) Bu istihbarat agi ile yillarca bircok kisiyi dinlediler. Bu arada yillarca sag iktidarlarin beslemesi ile kose bucak onemli noktalari kaptilar. AKP ile isi iyice azittilar. Ki kamuoyu, sonunda yavas yavas gercekte Fethullahcilarin “hosgoru” diye yutturmaya kalktiklari yuzunu gormeye basladi. Sivas Katliaminda uyanamayanlar, Ergenekondaki delil uydurmalarini (biraz bilgisayar bilen biri CD`lere istenilen tarihin ve ismin yazilabilecegini bilir), Turkan Saylan`in evini basmalarini, Ilhan Selcuk ve Okkir`in oldurulmelerini, sucsuz insanlara gazetelerinde, internet sitelerinde, televizyonlarinda (hani su adi Yalanyolu olan TV) iftira atmalarini not etmeye basladi. Fethullahci cetenin gercek yuzunu bilmeyenler hafifte olsa olayin vehametini anladilar. Ama, Anadolu`da Fethullahci cete iyi orgutlenmesi ile halkin bir kismini yalanlariyla uyutmayi halen basariyor. Anadolu`da halkin bir kismi olaylarin farkinda ama mahalle baskisi, basima birsey gelir korkusu ile Fethullahci cetenin yaptigi pisliklere (iftira, santaj, sucsuz insanlari hapise atma, hapiste olmelerini saglama, ofislerine cd, teyp koyma, yillarin solculara encok karsi cikan Emniyet Mudurunu, solcu orgut uyeliginde iceri atma) simdilik ses cikartmiyor. Ama, SIMDILIK, SES CIKARMIYOR..

    Fethullahcilarin en onemli ozelliklerinden birisi, taninmamak icin Islamci sakal, biyik birakmamalaridir. Ama yinede, biraz deneyimli iseniz, cogu zaman bir Fethullahciyi ayirt edebilirsiniz. Bir diger ozellikleri, kendi yaptiklari pislikleri baskasi yapmis gibi suclamaktir. Ornegin, guc sahibi olmadan once, `devlet tek tip adam yetisitiriyor` diye sizlanirlardi. Oysa, kendi okullarinda kendileri tek tip adam yetistirdiler. Diger, muritler ise Cuma aksam ki Said-i Kurdi seanslarinda tek tip hale getirildi. `Bize zulum yapiyorlar` derlerdi, kendiler sucsuz insanlari hapise attilar. Yetmedi, hasta insanlari bile hapisten cikmasina izin vermeyerek onlari oldurduler. Dikkat ederseniz, `askerler, herkesi fislemis` diyorlar. Bu da, kendilerinin yaptiklari birsey..Kendileri, yillardan beri herkesi fislemekle mesgul. Simdi, ise dinleme faaliyetleri iyice aciga cikti. Fethullah@in yillar once ortaya cikan videosu icin `montaj` dediler (tabii ki o montaj degil, gercekti) ama kendileri bol bol montajli kasetleri, Cd`leri internete ve oradan kendi medya kuruluslarina servis ettiler.

    Bu adamlar yurtdisinda bircok ulkede orgutlu durumdalar. Son hedefleri ise yurtdisinda degisik isimlerle kurduklari orgutlerle –ornek Niagara Vakfi ama Fethullahilarin her bulunduklari ulkede bu tip vakif ve dernekleri vardir– o ulkenin politikacilarini etkilemek. Su anda her ulkede erisebildikleri politikacilari, Turkiye`ye davet ediyorlar (bedava gezi). Olaylari, sadece Fethullahci gozuyle anlatiyorlar (Avrupa`da ki bazi politikacilarin aciklamalarin bir kismi bu etkilenmedendir). Bu baglantilari ileride kendi lehlerine (Turkiyenin cikarlari bunlar icin onemli degildir) kullanacaklarina emin olabilirsiniz.

    Kisacasi, Hanefi Avci`nin bosalttigi ofisine kendilerinin yaptigi dinlemelerin kasetlerini koyacak kadar asagilik bir grup var karsimizda. Abuk sabuk, CD uretip, sonra sucsuz insanlara iftira atacak kadar…Sucsuz insanlari, hasta bile olsalar, oldurene kadar hapiste tutacak kadar cani yaratiklar bunlar. Ilhan Selcuk, Turkan Saylan, Kuddusi Okkir`a yaptiklari insanliktan nasiplenmediklerinin kaniti. Bu ulkenin teror ile mucadele etmis kahramanlarini, PKK`li ifadesi ile hapise koyacak tiynette tipler..Bir de bunlara hosgoru, baris ve kardeslik cilasi cekmeleri ise tiksindirici.

    Fethullahcilar, orgutlu bir cetedir. Ast-ust iliskisi, yani hiyerarsik bir yapi vardir. Uts-Imam, emir verdi mi, ast reddedemez. Fethullahci, diyelim ki, ismi lazim olmayan bir ulkede bilirkisilik yapsin, ya da ismi lazim olmayan bir ulke de savci, hakim olsun. Ust, emir verdi mi, ast, yalani dogru diye kabul etmek zorunda. CD`ye, dosya eklemek zorunda. Bile bile sucsuz insani, hapiste birakmak, tahliyesini reddetmek zorunda. Yillarca, beyin yikamanin etkisi ile sorgulama yeteneklerini coktan kaybetmisdir bunlarin cogu. Muslumanlik, dogruluk, durustluk degil, once Fethullah gelir. Iyi de, Fethullah`in, ipleri kimin elinde…

    Fethullahci cete, kamuoyu olusturmak icin Turkce ogretmek, diger ulkelerde, Turk kulturunu anlatmak gibi kavramlari one cikartmayi cok sever. Ben, Fethullahcilarin, hicbir ulkede, Turkiye icin onemli konularda, kamuoyu olusturmaya calistigini gormedim. Turk kulturu degil, Fethullahcilara adam kazandirma msiyonu ile harkeket ederler. Ornegin, Kuzey Irak`ta okullari oldugu icin, Kuzey Irak`taki PKK yuvalanmasini gormezden gelirler. Turk dusmani, Barzani ile iliski kurarlar. Sonra, utanmadan, Turk bayragini dalgalandirdik, Turkce ogrettik, biz hosgorulu bir grubuz palavrasi sikarlar. Guc ellerince gecince, ne yaptiklarini ise hep beraber goruyoruz. Demokrasi, ifade ozgurlugu ve hosgoruden nasibini almamis bu grubun foyasi eski muritleri sayesinde daha da ortaya dokulecek. O zaman, simdi sessiz olan, Anadolu`daki halk da bildiklerini anlatacak. Bunlarin, bir kismi, yurtdisina kacacak, digerleri bagimsiz mahkemelerde yaptiklarinin hesabini verecek. Dogal olarak, `mezardan, oluleri kaldirarak` guclerini devam ettirmek isteyecekler ama oluleri bile yetmeyecek…

    Fethullahci takimi, bu yaziyi okuyup beni bulmaya calisacaginizi da bilyorum. Benim iki ulke pasaportum oldugu icin beni hapise tikmaniz biraz zor… Benim size tek diyecegim, gun gelir bu yaptiklarinizin hesabini bu millet size odetir. Gordugunuz gibi, orgutlenmenizin ayrintilari ve zayif taraflari iyice aciga cikiyor…Icinizde, Hanefi Avci gibi vicdan kirintilari kalmis ise bu cete ile iliskinizi kesin. Yoksa ne bu dunyada (gercek hukukculara vereceginiz hesap), ne oteki dunyada (yuce yaradana vereceginiz hesap) huzur bulamazsiniz. (Dedigim gibi bu yazida Fethullahci cete nitelemesi ile kimse hedef alinmamastir, boyle bir grup kendi beyanlarina gore yoktur, yerseniz!)

    Saygilar.

    Cevapla

  8. drunkenknight Says:

    hava kurşun gibi ağır
    bağır bağır bağır bağırıyorum….
    koşun,kurşun eritmeğe çağırıyorum…

    o diyor ki bana:
    sen kendi sesinle kül olursun ey!
    kerem gibi yana yana…
    dert çok, hemdert yok
    yüreklerin kulakları sağır…
    hava kurşun gibi ağır…

    ben diyorum ki ona:
    kül olayım kerem gibi yana yana.
    ben yanmasam sen yanmasan biz yanmasak,
    nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa..

    hava toprak gibi gebe.
    hava kurşun gibi ağır.
    bağır bağır bağır bağırıyorum.
    koşun,kurşun eritmeğe çağırıyorum…..

    (nazım hikmet)

    Cevapla

  9. yuksek okce Says:

    Emrullah(nam-i diger: EMRE) Uslu, TWITTER sayfasinda sunlari yazmis:

    [..]Balyoz davasi yaklastikca Balyoz belgelerini de gormeye basladik. Bu arada Dogan’in cocuklari kursunu tuketti galiba. Ses seda yok…[..]

    Cevapla

Yorum bırakın